İçeriğe geç

Öğrenilmiş davranışın özellikleri nelerdir ?

Öğrenilmiş Davranışın Özellikleri Nelerdir? – Felsefi Bir Bakış

İnsan, öğrenen bir varlıktır. Onu diğer canlılardan ayıran, yalnızca düşünme yetisi değil; öğrendiklerini bilinçle dönüştürme kabiliyetidir. Öğrenilmiş davranış, insanın etik, epistemolojik ve ontolojik derinliklerinde kök salan bir süreçtir. Bu yazıda, filozof gözüyle öğrenilmiş davranışın doğasına, sınırlarına ve anlamına odaklanacağız.

Epistemolojik Perspektif: Bilginin Davranışa Dönüşümü

Epistemoloji — yani bilginin doğası ve kaynağı üzerine düşünme — öğrenilmiş davranışın temelini oluşturur. Bir davranışın “öğrenilmiş” sayılabilmesi için, o davranışın deneyim, gözlem ya da bilinçli bir eğitim sonucu ortaya çıkması gerekir. Burada önemli olan, bilginin salt edinilmesi değil, içselleştirilip eyleme dönüşmesidir.

İnsan, bilgiyi pasif bir şekilde almaz; onu yorumlar, dönüştürür ve kendi öznel dünyasına dahil eder. Davranış, bilginin bedende somutlaşmış halidir. Bu bağlamda öğrenmek, yalnızca bilişsel bir süreç değil; etik bir tercihtir de. Çünkü neyi öğrenip nasıl davranacağımıza karar vermek, değerlerle örülmüş bir alanı işaret eder.

Etik Perspektif: Öğrenilenin Sorumluluğu

Öğrenilmiş davranış, yalnızca bilgiyle değil, ahlaki farkındalıkla da şekillenir. Etik açısından bakıldığında, bir davranışın öğrenilmesi aynı zamanda bir sorumluluğun kabulüdür. Bir insan, öğrendiğiyle ne yapacağını seçtiği anda, özgür iradesinin sınırlarını da belirlemiş olur.

Örneğin, yalan söylemenin yanlış olduğunu bilen biri, yine de yalan söylediğinde, bu davranış artık salt bir hata değil, bilinçli bir tercihtir. Bu yüzden öğrenilmiş davranış, insanın etik gelişiminin aynasıdır. Bilmek, aynı zamanda sorumlu olmaktır.

Peki, bilginin yükü altında ezilen birey, davranışlarını ne kadar özgürce belirler? Öğrendiklerimiz bizi özgürleştirir mi, yoksa toplumun kalıplarına mahkûm mu eder?

Ontolojik Perspektif: Öğrenmenin Varlıkla İlişkisi

Ontoloji, varlık felsefesidir. Bu açıdan öğrenilmiş davranış, insanın varoluşunu şekillendiren bir olgudur. Çünkü insan, yalnızca “olan” değil, “öğrenen ve dönüşen” bir varlıktır. Her öğrenme, varlığın sınırlarını yeniden çizer.

Bir çocuk, ateşe dokunmaması gerektiğini öğrendiğinde yalnızca bilgi kazanmaz; aynı zamanda dünyayla kurduğu ilişki değişir. Öğrenilmiş davranış bu nedenle ontolojik bir dönüşümdür — insanın varoluş biçimini yeniden tanımlar.

Ancak burada şu sorular belirir: Öğrenmek mi bizi biz yapar, yoksa unuttuklarımız mı kimliğimizi belirler?

Davranışlarımızın ne kadarı bize ait, ne kadarı toplumsal bir mirasın tekrarıdır?

Öğrenilmiş Davranışın Temel Özellikleri

1. Bilinçli edinim: Öğrenilmiş davranış, doğuştan gelen reflekslerle karıştırılmamalıdır. Deneyim, gözlem ve eğitim yoluyla kazanılır.

2. Değişebilirlik: İnsan yeni bilgilerle eski davranışlarını değiştirebilir. Bu da öğrenmenin dinamik bir süreç olduğunu gösterir.

3. Toplumsal aktarım: Öğrenilmiş davranışlar kültürel normlar, gelenekler ve eğitim yoluyla nesilden nesile aktarılır.

4. Uygulama ve pekiştirme: Öğrenilen her davranış tekrarlandıkça kalıcı hale gelir.

5. Değerle ilişkili oluş: Öğrenme süreci, bireyin etik inançlarını ve toplumsal değerlerini yansıtır.

Sonuç: Öğrenmenin Felsefi Derinliği

Öğrenilmiş davranış, insanın hem bireysel hem de toplumsal gelişiminin anahtarıdır. Fakat bu davranışlar, yalnızca “nasıl” değil, “neden” sorusunu da içerir. Felsefi açıdan, insanın öğrendikleriyle ne yaptığı, onun kim olduğunu belirler.

Bir davranışın öğrenilmiş olması, onun doğru veya yanlış olduğu anlamına gelmez; önemli olan, o davranışın hangi bilince hizmet ettiğidir.

Belki de şu soruyla bitirmek gerekir: Davranışlarımız gerçekten bize mi ait, yoksa başkalarının öğrettiği rolleri mi oynuyoruz?

Etiketler: #felsefe #etik #epistemoloji #ontoloji #öğrenilmişdavranış #insanvarlığı

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

mecidiyeköy escort
Sitemap
prop money